| Sinop Video,Sinop Resimler,Sinop Tarihi,Sinop Türküleri,Sinop Belediyesi,Sinop Haberler,Sinop Sinop Video,Sinop Resimler,Sinop Tarihi,Sinop Türküleri,Sinop Belediyesi,Sinop Haberler,Sinop Gelenekleri,Sinop Spor,Yurttan Haberler,Dünydan Haber,Ekonomi Haber,Magazin Haber,Spor Haberler,Kültür - Sanat,Yaşam - Sağlık,İslam Video,Belgesel Video, |
En son konular | » site ekle hit kazan, site ekle, toplist, link ekle, siteni ekle, bedava site ekle,C.tesi Ağus. 13, 2011 7:12 am tarafından KยSยгSยZ» Sinop chat Sohbet odası sizlerle, sinop chat, sinop sohbet, karadeniz sohbet,C.tesi Ocak 30, 2010 12:03 am tarafından KยSยгSยZ» Sinop,Saraydüzü,Dikmen,Boyabat,Durağan,Gerze,Ayancık,Türkeli, Sinop forum sitesi, sinop video, sinop resimleri, sinop haberleri, sinop yemekleri, sinop tarihi, sinop polis karakolu, sinop jandarma, sinop türküleri,C.tesi Eyl. 19, 2009 7:50 pm tarafından KยSยгSยZ» www.sinop.forumdizini.net Açılmıştır ! sinop türkeliC.tesi Eyl. 12, 2009 5:15 am tarafından KยSยгSยZ» 100 lerce a$k sözleri , seç beyen al =DSalı Tem. 21, 2009 12:38 am tarafından KยSยгSยZ» Aslmmmmmmm =pPaz Tem. 19, 2009 11:33 pm tarafından turkishstyle31» Anlamlı Sözler 2009 MeKanCıSalı Tem. 07, 2009 1:07 am tarafından TanImsIz» En Güzel Sms Sözleri - Yepyeni Hazir Mesajlar 2009Salı Tem. 07, 2009 1:04 am tarafından TanImsIz» Doğum Günü Hazır / SMS MesajlarıSalı Tem. 07, 2009 1:01 am tarafından TanImsIz |
Mayıs 2024 | Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|
| | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | | | Takvim |
|
akısı | |
| | Sonsuz öyküm... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
SibeLim Yeni üye
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 05/07/09 Yaş : 34 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Sonsuz öyküm... Paz Tem. 05, 2009 2:07 pm | |
| sonsuz bi öykü var mıdır bilmiyorum ama bazen düşünüyorum ne kadar çok şey yaşadım diye...ama sadece bi insanı düşünerek ne kadar çok zamanı harcayabilirim diye...17 yaşımda başladım ben bu aşka şimdi ise 20 yaşındayım çok olmamış dimi...ama ben en güzel çaglarımı onu düşünerek geçirdim ve onun beni sevmedigini bile bile çok seviyodum ve onu kaybetmek bana ölüm gibiydi...onu uzaktan sevdim ben bi karşılık beklemeden..ama o hep benden kaçtı ve sevmedigini söyledi bana sadece bi takıntı oldugunu sölüyodu...ben kendi sevgimden korkarken...evet şimdi bitti...ama bendeki sevgi diil..yine o bitirdi başlattıgı gibi ama kızamıyorum ona yapamıyorum bunu onu hala çok seviyorum çünkü..o ne kadar ondan nefret etmem için ugraşsada bunu başaramıcak...ben o stemsede kalbimde onu yaşatmaya devam edecegim....sonsuz olacak benim için..ilk aşkım ve son aşkım.................................................. | |
| | | PatRoN GeneraL üye
Mesaj Sayısı : 411 Kayıt tarihi : 21/06/09 Nerden : İstanBuL
| Konu: Sonsuz öyküm... Perş. Haz. 25, 2009 11:02 pm | |
| Hayatla mücadelemde saflarımın çoğunu kaybettiğim günlerdi. Birbirinin aynı olan günlerde bana uzatılan her dalı işte beni kurtaracak dal diye hiç geri çevirmeden tutuyordum.
Daha elimi uzatır uzatmaz kırılacağını biliyordum oysa yenilgiyi asla kabullenmeyen beynim, sevmekten hiç yorulmayan yüreğim, alarm zilleri çalıyordu sanki ikisini de kaybetmek üzereydim.
Ben, ben olmaktan çıkıyordum. Bunu fark ettiğim anda bir şey yapamamanın acısıyla gittikçe kabuğuma çekiliyordum. Zevk aldığım hiç bir şey istemiyordum. Ne beklediğimi de bilmiyordum. Bitmeyen geceler, huzursuz uykular, uyanmak istemediğim sabahlar birbirini kovalıyordu.
Geleceğe dair umutlarımın birer birer beni terk ettiği o günlerde sürpriz yaptın sen bana birden çıkıverdin karşıma işte.
Yüreğim yeniden canlanmaya başladı. Nasıl olduğunu unuttuğum gülümseme yeniden yayıldı yüzüme. Kabuğum kırıldı, karanlık dağıldı, umutlar yeşerip içimdeki yerini aldı.
Sabah olsun diye odaları arşınladığımı gecelerin bitmesini istemiyorum artık. Çünkü sen varsın. Seni yaşamak istiyorum.
Yaşadıkça çoğalacaksın. Sonsuz bir keşfe çıkacağım seninle. Her gün yepyeni şeyler bulacağım sende keşfetmekten, seni öğrenmekten hiç bıkmayacağım.
Yastığa başıma koyup gözümü kapadığım da içimi sonsuz bir huzur kaplayacak biliyorum. Aylardır uyuyamadığım uykuları bir çırpıda uyuyacağım. Yürek çarpıntılarıyla dolu karanlık saatler bitecek. Gecemi de gündüzümü de sen dolduracaksın. Senden öncesine ait ne varsa hepsini döktüm denize. Kimselere vermeye kıyamadığım maviyi getirdim sana, al ve yerleştir yüreğine. Seninle birlikte yenilendiğimi hissediyorum.
Her sabah yeni güne değil, mutluluğa uyanacağım. Her sabah bütün hücrelerimin sanki ilk kez o gün doğmuşlar gibi harekete geçişini hayret ve heyecanla izleyeceğim. Sesini duymak gücümü artırıyor, tükenmeyecek bir enerji veriyor.
Sen benim için bir şanssın. Hayat her zaman böyle şanslar sunmaz insana. Sunduğunda da bunun değerini bilmek gerek. Ve ben, Hayatın bana verdiği bu şansı sonuna kadar kullanmaya kararlıyım. Bir öyküsün sen artık hep yazılacak ama sonu hiç gelmeyecek bir öykü.
Anla
Ben seni degil aslinda Belki bu kadar benligimin icinde Ama benim olamamanini sevdim O kadar yakin o kadar candan Ama bir o kadarda uzaktan bende bi hasret oluşunu sevdim Sen benim olmadin ki Ben senin başkalarinin olurkenki gozlerini sevdim Hep ayni masumluğu Yumusak ellerini birturlu tutamamayi sevdim Ben hep senin yakinlarinda Ama hiç yaninda olamamayi sevdim
Ben seni değil bitanem Senin olamamayi sevdim Bir şeyler yanliş gitti ya her seferinde Ben tum yanlislarimin sen olmasini sevdim Anla be gulum Ben seni degil Bunca yasadigim sensizligi sevdim Oyle ki hep ona sarilip uyudum geceleri Sevgisizdim onu sevdim Ben bitanem, kimsenin sevemeyecegi kadar Kendimden bile haberim olmadan O kadar, iste o kadar delicesine sevdim
İnci
Ben kumdum, denizin altında yatardım. Sonra bir istridye kabuğunun içine doldum, Kabuk beni işledi inci yaptı. Bir kabuğun içindeki inciden kimin haberi olur ki? Sen derinlere daldın çok derinlere… Bu kabuğu avuçlarına aldın sudan çıkardın. Sen kabuğun içinden inciyi çıkarıp adımı inci koyana kadar Ben kum tanesiydim.Senin avuçlarında inci oldum. Sevda oldum. Nolur beni yeniden rüzgarlara bırakma. Ben bir kum tanesiyim..yok olur giderim…
Yasak Düş(tüm)
her şey bir garip bugün sen garip ben garip kafesteki kuş,sofradaki aş garip birşeyler var yolunda olmayan biliyorum ama neee..? sen mutlu ben umutlu ama birşeyler var bir korku var yüreğimde ılık esen bu rüzgar içimi donduruyor bir sessizlik var ikimizdede fırtına öncesi gibi umutluyum ama huzurlu değil bugün yada yarın birşeyler olacak biliyorum ve ayrılık gelecek gel yanıma uzan diyorsun oysa ben yanına ölmek istercesine kalmak istiyorum saçında bir tel yüzünde bir ben ve kendimde bir sen olmak istercesine ölmek istiyorum mutlu bir ölüm yok derdi şaiir şu anda ölmek yani ellerim sarılmışken bedenine ve yüzün göğsümde uzanmışken sen saclarını koklayarak ve o can alıcı gözlerine bakarak ölmek mutlu bir ölüm varmış be şaiir demek istiyorum. sen dışında ben içimde tir tir titriyoruz. ürkek bir güvercin edası var titreyişinde sende yasağa batmış bir düşün korkusu.. bende beş yaşındaki bir çocuğun, annesinin terkine uğrama korkusunun titrekliği..
Sen
Saat gecenin bir yarısı. Belki de burukluk değil benimkisi, sadece sade bir sitem. Bir insanın sürekli mi canı sıkılır. Bir tarafa atılmış gibi hisseder yüreğini. Bir boşluktur doldurulmaz. Yerine koymak istersin farkında olmadan kimilerini, koyamazsın. Sarılmak istersin belki de ona hiç sarılmadığın kadar sıkıca ve yürekten.
Bazen öyle insanlar çıkar ki karşına, öyle zayıf anlarında yakalarlarki seni, o şiddetli sarılışları onlarla yaparsın. Tabiki o da karşılık verir sanki yerini o an için dolduruyormuş inancıyla sen zorladıkça zorlayan cinstendir. Yok ama bilmezki bu ayrıdır. Bir kere o çok eskilerden hatıra koku yoktur üzerinde koklamaya alıştığın. O tik tak atan, şiddetini gözbebeklerinin büyümesinden anladığın, dinledikçe hissettiğin yüreğin sesi başka türlüdür, yerini tutmaz. Kollar bir başka türlü sarardıki seni, o sarılış bedeni sardımıydı korku, üzüntü, kaygı kalmazdı. O eve geç gelişlerini bekleyen meraklı gözler telaşla kapıyı açtığında seni karşısında görmenin verdiği mutlulukla bir başka parlardı.
Şimdi yoksun. Uzaktasın… Kulaklarım o her sabah beni uyandırdığın sese muhtaç şimdi. O merakla gittiğim, gördüğüm, yaptığım, ettiğim her yeri her şeyi dinlemeye hazır seni özlüyorum. O asabi tavırlarıma sabırla karşılık veren seni özlüyorum. Uzak değilsin belki ama sana istediğim an uzanamayan ellerimi bir yerlere sığdıramıyorum.
Her şey içimde patlıyor; seviçler, kederler, kaygılar… Kimse yerini tutmuyor. Olmuyor işte; diyeceksin kocaman oldun ne bu çocukça yalnızlık. Bu yalnızlık değil annem, sensizliğe alışamamanın sitemi her boşlukta beni saran.
Yine de uzaklarda olsan da varlığını bilmek güzel. Hayatta olman bana güç veriyor. En azından senin için birseyler yapıyor olmanın gururu ve inancıyla yaşıyorum. Ama yine de ister yirmi yirmibeş, ister kırk kırkbeş, suya muhtaç bir çiçek gibi sana muhtacım.
Seni çok seviyorum…
Acılara Rağmen Aşktan Vazgeçmeyiz Çünkü
Kişi yaşamalıdır aşkını ölesiye. Hele acıysa… Aşk girdi mi araya insan acıya da doymaz olur. Bırakır kendini, çırpınmaz bile. Kurtulamayacağını bilir. Kim kurtulmuştur ki bugüne kadar aşk acısından. Kim? Aşk değil mi bu varsın acıtsın deriz. Neler çekeriz, uğruna neler feda ederiz. Ama o ne yapar, gelişinde nasıl sevindirdiyse sizi ‘sen sevin şimdi. Nasılsa gideceğim. Hem de öyle kaçıracaksın ki beni herkes gibi elinden acıycak sonunda canın. Senin de…
Aşk varsa acı da vardır.’ Der. Aşkın değişmez kuralıdır bu. Kaybolmak istiyceksin o gözlerde ama nafile. Oraya da zehirini salmıştır aşk.
Ama her şeye rağmen güzeldir. Ona dokunmak, gözlerine bakmak onun için heyecan duymak… O denilince akan sular durur. Ordaki herkes beyaz o kırmızı olur. Onunla konuştuklarınızı eve gelince kapıyı kapatıp çekilip odanıza bir bir tekrarlamak size en heyecan verendir. Şunu şöyle deseydim böyle yapsaydımlar tekrarlanır durur aklınızın ondan arta kalan biryerlerinde. Sizi sarıp sarmalar şefkatlice, yumuşacık aşk denen o hoş şey. Mutlu olursunuz.
Gözlerinizden duygu akar… Kulaklarınız aşk nameleri arar sürekli. Her saniye hücreleriniz yenileniyormuş gibi hissedersiniz. Çiçekler de bundan nasibini alır tabii. İşte aşk bu ve bizim anlatamayacağımız ve farkına varamayacağımız hislerle doludur. Ha sürekli yediğiniz ve annenizin şikayetçi olduğu tırnaklar da tarih olmuştur.
Çünkü aşk insanoğlunun sahip olduğu en güzel armağandır. Her insan aşkla birlikte kendini dünyanın en şeker insanı hisseder.
Bu yüzden tüm acılara, çıkmazlara, dolambaçlara rağmen hala o en eski masalı özlemle anıyor ve yaşamaya can atıyoruz…
Hoşçakal Ey Sevgili
yalandı herşey.. ve bitti seni seviyorum bile diyemeden gidiyorum şimdi bir ben birde içimdeki sen özlemlerin sevdam var, ama bana çok uzaklar. gidiyorum şimdi gitme desen beni engellesen ve senı sevıyorumu duysam senden ilk ve son.. son herşey hayatımdaki son nokta. özlemim sevdiğim sevgimi söyleyemedim ve gidiyorum şimdi dilimde eskilerden bir parça ve yüreğimde bir sen birde tam bilemediğim bir şiir. ne gece bekler sabahı nede taze ölüyü mezar benim seni beklediğim kadar.
hoşcakal ey sevgili….
ağlayacağım hemde hıckıra hıckıra elimde remsin olmayacak belki ama yüreğim senınle dolu gözlerimde gözlerin dolu olucak ve yarım kalan bir aşkın hikayesi yazılcak son defa umutlarım yeşermeyecek belki akan son göz yaşlarımda
ama biliyorum ki bir sen daha olmayacak tutamadığım ellerin bakamadığım gözlerin ile gidiyorum ve dilimde son sözüm SENİ SEVİYORUM
Elveda Yaşam Sebebim
Kendimi bilmediğim bir sona hazırlıyorum. Tüm uğraşlar çabalar bunun için. Korkuyorum neyden korktuğumu bilemeden, ürküyorum. Hasret çekiyorum neye hasretim bilemeden, özlüyorum. Ve yaşıyorum ne için yaşadığımı bilemeden!! Öylesine bir hayat işte benimki.. tek başına tüm umutlardan mutluluklardan uzak. Sürekli bir şeylerden kaçıyor hissetmediğim duygular adına çaba veriyorum. Herkesi her şeyi geride bırakarak arkamı dönüp uzaklaşmak istiyorum yalnız çaresiz… yıldım artık kendime mücadelemden. Pes ettim!!
Sensiz geçen yıllarım vardı ya hani, hiçbir şey acıtamamıştı beni bu denli. Yine yalnız yine umutsuz ve yine çaresizdim ben. Eksiktin ama kimdin ki sen. Umursamıyordum bile. Kim olduğunu bilmediğim halde kaçıyordum senden. Yasamadan anlamak öyle zormuş ki meğer.. ve sen karşıma çıktın yeniden. İlk günlerde mutluydum bende. Mutluyum diyordum her önüme gelene onca yıldan sonra bende mutluyum. Herkese her şeye tüm yaşanmışlara rağmen mutluydum. Yavaş yavaş anladım senin için hiçbir şey ifade etmediğimi..
ve başlamalıydı artık mücadelem. Ne kadar zor olsa da senden vazgeçmeliydim. Gecelerce günlerce ağladım ama başaramadım senden bir adım dahi uzaklaşamadım. Ve hep bir gün senin baskasına aşık olacağından korkarak yaşadım. Hep bu sondan kaçındım. Ve gördüm işte. Sen başkasına aşıktın. Ben sana sen ona.. hayat değil mi işte? bu aşamadan sonra bitmeliydin benim için uzaklaşmalıydım senden çıkmalıydın hayatımdan. Gözlerine baktıkça daha çok acıyordu içim. Senden nefret ediyorum diye haykırmak istiyordum gözlerine bakarak.. sonra da saatlerce omzunda hıçkıra hıçkıra ağlamak. Sürekli düşündüm beni sana çeken ne diye. Hiç bir şey bulamadım belki de bu yüzden bu kadar çok seviyordum seni. Ve gözyaşlarımla süslediğim bu yazım senin içindi.
Artık başardım sen bittin benim için. BİTTİN!!
ELVEDA yaşam sebebim… | |
| | | | Sonsuz öyküm... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|